Trafik kazası; 2 yaralı

Trafik kazası; 2 yaralı

40 avcı adayı sınavda ter döktü

40 avcı adayı sınavda ter döktü

Motosiklet çalarken suçüstü yakalandı

Motosiklet çalarken suçüstü yakalandı

Belediye personeline “Öfke Kontrolü” semineri

Belediye personeline “Öfke Kontrolü” semineri

Başarılı Başhekim Özgül’e Veda Yemeği

Başarılı Başhekim Özgül’e Veda Yemeği

CAMİ VE HAYAT
CAMİ VE HAYAT

Müftü Ertuğrul Akın’ın köşe yazısı

“Ülkemizde Diyanet İşleri Başkanlığı öncülüğünde, 01-07 Ekim tarihleri arası “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” olarak ilan edilmiş olup çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır. Bu hafta, camilerimiz ile din görevlilerimizin önemine, hayatın içerisindeki yerine, dini hayatımızın gelişmesine sağladığı katkılara dikkat çekmek için tertip edilmiştir. Bu hafta ile camileri hayatın merkezi haline getirmek ve cami hizmetlerinde verimliği artırmak hedeflenmiştir. Bununla beraber söz konusu hafta vesilesiyle, fert ve toplum hayatında önemli yeri olan konuları tema olarak işleyerek toplumda farkındalık oluşturma gayreti gösterilmektedir. Bu bağlamda 2019 yılı Camiler ve Din Görevlileri Haftası ana teması olarak da “Cami ve Hayat” konusu seçilmiştir.

Evet, camiler topluca ibadet ettiğimiz, namaz kıldığımız, Allah’ı zikrettiğimiz, dua ve niyazda bulunduğumuz, yeryüzünde Allah’ın evi olarak kabul ettiğimiz müstesna mekânlardır. Aynı zamanda insanların bir araya geldiği, tanıştığı, kaynaştığı, kardeşlik duygularının pekiştiği, birlik ve beraberlik ruhunun güçlendiği sosyal mekânlardır.

Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de “Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte doğru yola ermiş olmaları umulanlar bunlardır” (Tevbe 9/18) buyrularak, mescitleri imar etmenin önemine işaret edilmiştir.

Cami inşası, Peygamber Efendimiz (SAV)’in de büyük önem verdiği işlerdendir. Zira O, hicreti esnasında Medine yakınlarında bir köy olan Kuba’ya vardığında orada bir süre misafir olmuştu. Bu süre zarfında da Kur’an-ı Kerim’de “takva üzere yapıldığı bildirilen (Tevbe 9/108) Kuba Mescidi’ni inşa etmiş ve burada namaz kılmıştı. Kuba’dan Medine’ye ulaşan Sevgili Peygamberimiz’in burada da ilk işi bir mescit inşa etmek olmuştu. Öyle ki bu inşaatta bizzat kendisi de çalışmış ve Mescid-i Nebevi yapılmıştı.

Hicretle beraber inşa edilen bu mescit Medine’nin merkezindeydi. Aslında Medine’deki hayatın merkezindeydi. Erkeğiyle, kadınıyla, çocuğuyla tüm Müslümanlar büyük bir iştiyakla Mescid-i Nebi’ye geliyorlar, Peygamber Efendimiz’in imamlığında namazlarını kılıyorlardı. Onun okuduğu hutbeyi dinliyorlar, yaptığı konuşmalardan İslam’ı öğreniyorlardı. Çoğu zaman nazil olan Kur’an ayetlerini ilk defa burada duyuyorlardı. Merak ettiklerini burada Peygamber Efendimiz’e soruyorlar, bilmediklerini burada öğreniyorlardı. Önemli kararlar, istişare neticesinde burada alınıyordu. Bazen savaştan dönüldüğünde yaralılar burada tedavi ediliyordu. Anlaşmazlıklar burada çözülüyor, kardeşlikler burada tesis ediliyordu. Dışarıdan gelen heyetler burada kabul ediliyor, İslam’ın güzellikleri onlara burada anlatılıyordu. İlim tahsil etmek isteyenler, Mescidin Suffe denilen bölümünde kalıyor, Kur’an’ı ve İslam’ı öğreniyorlardı. Burada öğrendiklerini anlatmak için Peygamber Efendimiz tarafından Medine dışına gönderiliyorlardı. Medine’nin kalbi adeta burada atıyordu.

Kur’an-ı Kerim’in teşvikinden ve Peygamber Efendimiz’in uygulamalarından hareketle Müslümanlar, gittikleri her yerde öncelikle bir cami inşa etmeyi kendilerine görev bilmişlerdir. Özellikle ecdadımız bu işe büyük önem vermiş, fethettikleri her yere, şu anda bile hayranlıkla izlenen zarafet ve sadeliğin buluştuğu, madde ve ruhun kaynaştığı muhteşem camiler inşa etmişlerdir.

Cami yapımındaki bu özveri, ecdadımızdan bize miras kalmış en güzel hasletlerden birisidir. Bu gün de insanımız büyük bir gayretle, ihtiyacı olan her yere, kurulan her yeni mahalleye bir an önce cami yapılması için çalışmaktadır. Günümüzde de bir şehrin bir beldenin en güzel yerine cami yapılması ve caminin o yerleşim yerinin en güzel mekânlarından biri olması, atalarımızdan bize kalan mirasın tezahürüdür

Ecdadımız muhteşem camiler imar etmekle yetinmemiş, Peygamber Mescidinin icra ettiği fonksiyonları da göz önünde bulundurarak bu mekanları gerektiğinde kütüphane, medrese, hastane, imarethane, misafirhane gibi mekanlarla destekleyerek sosyal bir kompleks haline getirmişlerdir. Camileri, topluma manevi değerlerin verildiği, İslâm ahlâkının öğretildiği, gönüllerin imar edildiği yerler yapmayı başarmışlardır.

Günümüzde de camilerimiz, bünyelerinde açılan Yaz Kur’an Kursları ve bayanlara yönelik Kur’an Kursları vesilesiyle, din görevlilerimizin ve Kur’an Kursu öğreticilerimizin özverili çalışmalarıyla, hem çocuklarımıza hem de büyüklere Kur’an eğitiminin verildiği, dini bilgilerin öğretildiği, Peygamber Efendimiz ve örnek ahlakının anlatıldığı yerler olarak işlev görmektedir. Bununla beraber, kürsüleri ve minberleri vasıtasıyla yediden yetmişe her yaştan ve her kesimden insana, kadın erkek herkese hitap eden derslerle, dinimizin doğru kaynaklardan insanımıza anlatıldığı, Kur’an’ın evrensel değerlerine davet edildiği, Peygamber Efendimiz’in sünneti üzere yaşamaya çağrıldığı eğitim mekânları olarak vazife yürütmektedir.

Görevlisiyle, cemaatiyle birlik olup en azından, camilerin fiziki inşası için sarf ettiğimiz emek kadar, manevi olarak inşası için de çalışmalıyız. Camilerimizi cemaatten yoksun bırakıp mahzun etmemeliyiz. Camilerde yapılan vaazlara, derslere iştirak etmeli, okunan hutbeleri can kulağıyla dinlemeliyiz. Modern hayatın bizi camilerden uzaklaştırmasına fırsat vermemeliyiz. Modern hayatın keşmekeşi içerisinde camilerimizi, sığınılacak en güvenli liman olarak görmeliyiz.

Hep beraber camilerimizi, huzur içerisinde ibadetlerin yapıldığı bir mabet, dini bilgilerin öğrenildiği bir mektep, insanların birbirlerinin dertleriyle ilgilendiği sosyal bir mekân haline getirmeliyiz. Camilere dün olduğu gibi bu günde hayatımızın içerisinde hem de tam merkezinde yer ayırmalıyız.

Bu vesileyle bütün din görevlilerimizin, Kur’an Kursu öğreticilerimizin ve cemaatimizin “Camiler ve Din Görevlileri” haftasını tebrik ediyor, hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. İnşasından, tamirine, hizmet edeninden camide cemaat olanına; mihrabından minberine, kürsüsüne varıncaya kadar camilerin imarında görev almış, camilerimize bir katkısı olmuş ve aramızdan ayrılmış olan geçmişlerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Hayatta olup camilerimize hizmet etmeye devam eden din gönüllülerimize ve tüm kardeşlerimize sağlık, afiyet ve başarılar diliyorum.

  • Etiketler
  • Yorumla
Üzgünüm, şu anda etkin anket yok.
Fotoğraf Albümleri
Video Galerileri
Üye Girişi
  • Kullanıcı Adınız
  • Şifreniz