CHP Milletvekili Özgür Ceylan, Meclis Genel Kurulunda görüşmelerine başlanan Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinde yaptığı konuşmada, Covid-19 salgınından iktidarın ders alması gerektiğini söyleyerek “Bu salgın bize bilimin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Bilim üstüne düşeni yapıyor, insanlığa tüm dünyada öncülük ediyor ve bu zor günlerden çıkışın rehberliğini yapıyor. İktidar olarak umarım bundan bir ders çıkarırsınız” dedi. Ceylan, üniversitelerde özgür düşüncenin ve bilimsel çalışmaların önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini yıllardır vurguladıklarını ifade ederek, “Artık umarım kaçak sucuk üreticilerini, okumuş insanlardan korkanları, şeyh, şıh görünümlü iktidar yalakası sözde bilim adamlarını üniversitelerimize rektör atamaktan vazgeçersiniz. Üniversiteleri bir arpalık, yandaş dinlenme tesisi olarak görmezsiniz” diye konuştu. Ceylan, kamuoyunda “İnfaz Kanunu” olarak bilinen kanun teklifini yangından mal kaçırırcasına, yeterince tartışılmadan, farklı düşüncelere ve uzlaşmaya kapalı bir anlayışla Genel Kurulda geçirilmek istendiği belirterek, “Yasalar, toplumları ileriye götürmek için yapılır, geriye götürmek için yapılmaz ama maalesef, bu teklifle Türkiye ileriye gitmiyor. Adalet duygusundan yoksun bir yasa teklifiyle karşı karşıyayız” şeklinde konuştu. Teklifle kadına karşı şiddet suçu işlemiş mahkûmların izne çıkabilmelerine imkân tanınmasının, toplum vicdanında olumlu karşılık bulmasının mümkün olmadığını kaydeden Ceylan, “Gasp suçu işlemişlere tanınan indirim tefecilere yapılan ceza artırımıyla ‘Tefecilik yapmayın ama gasp yapabilirsiniz’ gibi bir anlam çıkmasına yol açmaktadır” dedi.  Ceylan, rüşvet suçunun af kapsamına alınmasının, rüşveti engellenmesi ve yolsuzlukla mücadeleyi sağlayamayacağını ileri sürerken, “Daha önceden tek başına olduğunda hapis cezası olmayan Cumhurbaşkanına hakaret suçunun bu düzenlemeyle hapis yatar hâle gelmesi, başlı başına, farklı fikirlere tahammülü olmayan, baskıcı bir iktidar anlayışını açıkça ortaya koyuyor. Teklif hazırlanırken kezzap atan ile tweet atan arasında bir ayrım yapılmadı. Siyasal iktidarın toplum yararına olmayan her türlü iş ve eylemini eleştiren yurttaşlarımız için en güvenli liman olarak ceza ve tutuk evleri öngörülmüştür. Bu mantıkla hareket ederseniz, tabii, ceza ve tutuk evlerinde yer kalmaz” dedi.  AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında cezaevlerinde 57 bin kişinin bulunduğunu bildiren Ceylan, “On sekiz yıllık iktidarınız sonunda, bugün cezaevlerimiz tıka basa dolu, hükümlü ve tutuklular vardiya usulüyle yatıyorlar, tam 300 bin insan cezaevlerinde. Bu karşı karşıya olduğunuz manzara, uyguladığınız politikaların neticesidir. Gerçi, seçim vaadi, beş yılda 193 cezaevi yapmak olan bir anlayıştan daha farklı bir perspektif beklenebilir mi o da ayrı bir konu” dedi. Özgür Ceylan partisinin infaz indirimine prensip olarak karşı olmadığını belirtirken şiddet içeren suçlar dışındaki, düşünce özgürlüğü olarak görülmesi gereken siyasal suçların da kapsam içine alınması gerektiğini söyledi. Ceylan, CHP’nin teklifin bu haliyle destek olmasının beklenemeyeceğinin altını çizerek,  “Gasp, darp, çıkar amaçlı suç şebekesi kuranları, dolandırıcılık yapanları bırakalım; düşüncesini açıklamak üzere ‘tweet’ atanı, halkın haber alma özgürlüğüne hizmet eden gazeteciyi yaptığı haberden ötürü içeri tıkalım. CHP de buna destek olsun. Bu, kabul edilebilir mi?” diye sordu. Halkın yaşanan günleri özetleme noktasında çok açık ve net olduğunu belirten Ceylan, “Bir tır şoförünün milyonlarca emekçinin duygularına tercüman olan sözlerini tekrarlamak istiyorum: “Ama beni virüs öldürmez, senin düzenin öldürür” diyerek sözlerine son verdi.