Trafik kazası; 2 yaralı

Trafik kazası; 2 yaralı

40 avcı adayı sınavda ter döktü

40 avcı adayı sınavda ter döktü

Motosiklet çalarken suçüstü yakalandı

Motosiklet çalarken suçüstü yakalandı

Belediye personeline “Öfke Kontrolü” semineri

Belediye personeline “Öfke Kontrolü” semineri

Başarılı Başhekim Özgül’e Veda Yemeği

Başarılı Başhekim Özgül’e Veda Yemeği

Kim sevap işlemek ister?
  • Ana Sayfa » Bayramiç
  • 7 Temmuz 2020 - 12:18:50
Kim sevap işlemek ister?

Sabahattin Sallama’nın köşe yazısı

Bayramiç – Ezine Karayolu, yıllar önce ölüm yolu olarak ün yapmıştı. Birçok kazada vatandaşlar yaralanmış ve hayatını kaybetmişti. Sonra yol düzenlendi, genişletildi ve kazalarda azalma meydana geldi.

Tam bu kötü günleri unuttuk derken, Bayramiç – Ezine Karayolunda yol yapım çalışmaları yeniden başladı. Yol çalışmaları ile birlikte kazalar da gündeme gelir oldu. Geçtiğimiz günlerde gece meydana gelen kazada bir vatandaşımız yaşamını yitirirken, bir vatandaşımız ise ağır yaralandı. Bunun dışında yaralanmalı ve maddi hasarlı kazalar devam etmekte.

Neyse dedik hizmet yapılıyor, ceremesini bir süre çekeriz ama cereme bitmek bilmedi. Ne zaman biter onu da bilmiyoruz. kendimce  bu yolu kullanmamak için her türlü olasılığı denedim.

Her şeye rağmen sonuç; “dön dolaş yine bu yola gel” oldu.

Geçtiğimiz günlerde Çanakkale’ye gitmek için Bayramiç – Ezine Karayolu haricinde farklı bir yoldan Ezine’ye ulaşmak istedim. Ahmetçeli-Pıtıreli yolunu kullanmaya karar verdim. Vermez olaydım! Özellikle Pıtıreli Köyü’nün giriş çıkışı berbattı. Yol boyunca da derin yalaklardan aracı kurtarmak için düştüğüm duruma isyan ettim. Çukurlarla resmen köşe kapmaca oynadım. Mücadeleyi çukurlar kazandı, ben kaybettim. İçim dışıma çıktı desem yeri var.

Aradan bir kaç gün geçtikten sonra yine Çanakkale’ye gitmem gerekti. Bu kez bir önceki yolu kullanmayacağım kesindi de nereden gitsem diye düşünürken Kuşçayır Köyü üzerinden gitme fikri aklıma geldi. Gelmez olsaydı! Sen misin bu yolu kullanan. 6 vitesli araçla, iki ve üçüncü vitesi kullanarak ancak 90 dakikada Çanakkale semalarına ulaşabildim.

Yol değil sanki mayın tarlası. Hızlı girsen yol boyundaki yalaklarda dingil elinde kalacak. Çanakkale semalarına ulaşana kadar okumadığım duanın, haddi hesabı yok. “Şimdi kaza yapıyorum, şimdi tarlaya uçacağım” diye diye yolu bitirdim. Bu arada geçtiğim her köydeki yurttaşlar içinde okudum üfledim.

Bu köylerde yaşayan yurttaşların yolu sürekli kullandıklarını düşündükçe öfkem bir kat daha arttı. Çok mu zor diye hayıflanıp durdum. İnsan yaşıyor bu köylerde insan. Vergisini veren, üretim yapan insanlar.

Üç beş çalışan görevlendirip, bir iki kamyon rodmiks ile bu yalakları kapatmak imkansız olduğu için mi yapılmıyor? Acep bu işi kimler yapar? Bu yazıyı okuyan dostlar,  o makam mevkii sahibi kişilere sorunu iletiverirseniz çok büyük sevaba girersiniz. Onlar da şuncacık işi siyasete bulaştırmadan yapıversin. Bu tür işlerin bugünü geçer yarını gelir. Elçiye zeval olmaz derler. Benden söylemesi…

  • Etiketler
  • Yorumla
Üzgünüm, şu anda etkin anket yok.
Fotoğraf Albümleri
Video Galerileri
Üye Girişi
  • Kullanıcı Adınız
  • Şifreniz