Köy hayırları veya çiftçi cemiyetleri, kendine özgü dinamikleri büyük oranda korumayı başarmış olan yöremize has kültürel değerlerden birisidir. Kaynağını dini ve milli kültürümüzden almaktadır. Bununla bir anlamda, kışın ardından bahara ulaşmanın, baharla gelen güzellikleri yaşamanın sevinci izhar edilmektedir. Bu güzelliklere kavuşturduğu için Yüce Allah’a şükretmenin bir şeklidir.

Bütün bir köy halkının, maddi manevi desteğinin bulunduğu, çoğu zaman hali hazırda köy dışında yaşayan insanların da desteklediği bir organizasyondur. Yediden yetmişe herkes imkânı ölçüsünde katkıda bulunmak için gayret sarf etmektedir. Yardımlaşma ve dayanışmanın, birlik ve beraberliğin en güzel örneklerini bu programların gerçekleştirilmesi esnasında görmek mümkündür. Bu aynı zamanda, insanımızın el ele verdiğinde çok güzel işler başarabileceğini göstermesi açısından da önem arz etmektedir.

Misafire ikram etmek, misafir ağırlamak dinimizin teşvik ettiği hususlardandır. Ve bu husus milletimizle adeta zirveye ulaşmış, ecdadımız tarih boyunca misafirperverliğin en güzel örneklerini ortaya koymuştur. Köy hayırlarımız esnasında, atalarımızdan bize miras kalan bu hasletin tezahürlerini açıkça görmek mümkündür. Bütün köy halkı, o gün gelen misafirlere en güzel şekilde ev sahipliği yapabilmek için adeta bir birleriyle yarış etmektedir.

Hayırlarımızın merkezinde, genellikle camide icra edilen dini merasim bulunmaktadır. Bu merasim içerisinde okunan Mevlidlerle Sevgili Peygamberimiz anılmakta, Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim okunmakta, halkımızı aydınlatıcı vaazlar yapılmakta, dualar edilmektedir. Cemaatle kılınan namazın ardın da yardımlaşma ve dayanışmanın ürünü olan ikrama geçilmektedir.

O köyde doğup büyümüş fakat daha sonra köyden ayrılmış insanların katılımıyla, civar köylerden gelen insanlarımızın da iştirakiyle o gün köy bayram yerine dönmektedir. Bu vesileyle belki de uzun zamandır bir birlerini görmeyen hemşehriler arasında görüşme, hasret giderme imkânı olmakta, yeni tanışmalar ve kaynaşmalar vuku bulmaktadır.

Bununla beraber bazı insanlar arasında çeşitli sebeplerle dargınlıkların, kırgınlıkların da yaşandığı görülmektedir. Hâlbuki dinimiz Müslümanın Müslüman kardeşiyle dargınlığını hoş görmemiş, uzun süreli dargınlıkların helal olmadığını ifade etmiştir. İşte bu güzel köy hayırları, dargınlıkların sonlandırılması için fırsat bilinir, varsa küsler barıştırılırsa daha da güzelleşmiş olacak, bir başka hayırlı işe de aracılık etmiş olacaktır. Unutmamak gerekir ki barışma hususta ilk adımı atan, ilk selamı veren, elini ilk uzatan mutlaka kârlı çıkacaktır.

Bütün hayırlı işlerde olması gerektiği gibi bu çalışmalarda da sadece Allah’ın rızası amaçlanmalı, hiç kimse kendisini aşacak, zora sokacak bir yarışa girmemeli, imkânları ölçüsünde bu geleneği yaşatmak için çaba sarf etmelidir. Zira amellere Allah katında değer kazandıran kemiyeti değil keyfiyetidir, o işi yaparken kişinin sahip olduğu niyet ve samimiyettir.

Hayırlı bir faaliyet gerçekleştirirken dinimizin yasaklamış olduğu “israf” gibi hususlara düşmekten de kaçınmalıyız. Özellikle ekmek israfına meydan verilmemeli, artan ekmek ve yemekler mutlaka değerlendirilmeli, asla çöpe atılmamalıdır.

Dikkat etmemiz gereken en önemli hususlardan biri de hiç şüphesiz çevre temizliğidir. Günümüzde artık köy hayırları, düğün, sünnet gibi yemekli merasimlerde yıkanarak tekrar tekrar kullanılabilen metal kaşık, çatal ve tabakların yerini tek kullanımlık plastik tabaklar almış bulunmaktadır. Kolaylık olması bakımından bunlar tercih edilmektedir. Ancak bu plastik malzemeler kullanıldıktan sonra gelişigüzel çevreye atılmamalı, bir yerde toplanıp mümkünse -ki en iyi yöntem budur- çöp toplama merkezlerine atılmalı, değilse bir şekilde imha edilerek çevreye dağılmasına mani olunmalıdır. Ne yazık ki tabiat harikası olan İlçemizin, hiç umulmadık yerlerinde, dere kenarlarında, orman içi alanlarda bu türlü plastik atıklara rastlanmaktadır. Bu da son derece üzücü bir manzaradır. Bu noktada herkesin gereken hassasiyeti göstermesi, özellikle toprakta uzun yıllar kaybolmayacak olan bu maddelerle çevreyi kirletmemesi gerekmektedir.

Köy Hayırları esnasında gerçekleştirilen Cami programları ihmal edilmemeli, mutlaka iştirak edilmeli, gençlerimizin de bu programlara katılması sağlanmalıdır. Zira köy hayırları, yardımlaşmasıyla, dayanışmasıyla, ikramıyla, mevlidi, vaazı ve duasıyla atalarımızdan miras aldığımız değerlerin, gelecek nesillere aktarılması için bir köprü vazifesi icra etmektedir. Bu yönüyle yaşatılması gereken geleneklerimiz içerisinde yer almaktadır.

Yöremize ait milli ve manevi değerlerin daha nice yıllar devam etmesini, maddi ve manevi güzelliklerin kaybedilmemesini temenni eder; köy hayırları başta olmak üzere bu türlü organizasyonların, aramızdaki sevgi ve saygıyı, yardımlaşma ve dayanışmayı arttırmasını, birlik ve beraberliğimizi pekiştirmesini dilerim.