Sabahattin Sallama’nın köşe yazısı
Uzunca bir süredir Çanakkale siyasetinin ve medyasının gündeminden düşmeyen RES projesi çalışmaları baş döndürücü değişimlere sahne oldu.
Geçtiğimiz şubat ayında gerçekleşen İl Genel Meclisi toplantısında oylanan ve oybirliğiyle reddedilen RES Projesi imar planı değişikliği ve GESTAŞ’ın borçlanma konusu, mart ayındaki toplantıda da bir kez daha reddedilmişti. Her ne hikmetse mayıs ayı meclisinde yeniden gündeme gelen RES imar planı değişikliği oy çokluğu ile onaylanırken, GESTAŞ borçlanması izni ise bir kez daha reddedildi.(Darısı GESTAŞ’ın başına.)
AK Parti’li ve MHP’li üyelerin yanı sıra 6 CHP’li meclis üyesinin de destek verdiği, ağaç katliamının yapılacağı iddia edilen proje, 12 ret oyuna karşın 22 kabul oyu ile geçti. Projeye evet oyu ile destek veren CHP’li üyelerin arasında İl Genel Meclis Başkanı Sadık Göğüsgeren ve Zeki Sezer de yer aldı. İnsan istemeyerek de olsa bu ani görüş değişiminin sebebini garip garip yerlere yorumluyor.
Mesela İl Genel Meclis Başkanı CHP’li Sadık Göğüsgeren’in geçmiş yılardaki çevreci tutumu ve kısa süre önce medyaya verdiği demeçlerde söylediklerini okuduğumuzda şaşkınlık yaşıyorsunuz. Dergi ve gazetelere verdiği demeçlerindeki sözlerini anımsayalım; “Tabii ilk göreve başlarken çevre konusunda hassasiyetle başladık. Bu benim partimin de genel anlamda çok üzerinde durduğu bir konu. Sadece Bayramiç ilçesi Türkiye’nin lüks elmasının %8’ini karşılıyor. Biz bu konuda sanayi kenti değil de tarım ve turizme dayalı ekonominin canlandığı bir kent olmasını istiyoruz. Ancak hükümetimiz tarım alanlarının da üzerine yaklaşık 16 tane termik santral projelendirdi. Tabii enerji lazım ama bu sayı çok fazla. Öte yandan Türkiye’nin hiçbir yerinde bu kadar RES (Rüzgar Enerji Santrali) kurulumu yok. Dönüştürülebilir enerjidir. Destekliyoruz ancak bu çoğunluk da fazla. Her ne kadar zararı yok deseler de o bölgedeki hayvancılığa olan olumsuz etkilerini biliyoruz” Ver mehteri…
Göğüsgeren’in birden saf değişikliğini birçok siyasetçi yadırgamış olabilir. Ben pek o kadar yadırgamadım. Göğüsgeren’in siyasal yaşantısının bir hayli değişken ve çalkantılı gittiğini bildiğim için bana sürpriz olmadı. Şöyle ki; Göğüsgeren’in yazarlık yıllarına geri döndüğümde CHP ve CHP’lilere telkinlerde bulunmayı ihmal etmemişti. Özgür bir yorumcu olduğunu ifade eden yazar, 2009 seçimlerinde DSP’ye destek verdiğini açık olarak beyan edip, kendisinin CHP’li olmadığını da söylemekten rahatsızlık duymamıştı. Başka bir köşe yazısında ise, “Bu çok CHP’li arkadaşlara bir tavsiyem var. Ne olur 2019 seçimlerine beş gün kala bizlerin işyerlerine gelip de bizi destekler misiniz demeyin. Anlaşılan siz çok CHP’li olup 1000 değil 2000 fark yedikten sonra orgazm olacaksınız. Kaliteli CHP’li olmak gibi bir idealimiz de yok. Bizler kaliteli insanlarız yüreğimiz merhamet ve sevgi ile dolu. İstanbul’dan, Kepez’den evler almamış olabiliriz” ifadelerini kullanan Göğüsgeren bir yerlere de mesaj veriyordu. Göğüsgeren’in tahminleri doğru çıkmamış ve beğenmediği o CHP’den 2019 seçimlerinde Bayramiç İl Genel Meclis adayı oluvermişti.
Eleştiride sınır tanımayan yazarın beğenmediği o çok CHP’li seçmenler, kendisi gibi başka partilere destek ve oy vermemiş, eleştiride dahi bulunmadan Göğüsgeren’e oy vererek onu bu mertebeye taşımıştır. Yani diyeceğim; Büyük lokma ye asla büyük söz söyleme. En azından Çiftçiler Günü kutlama demecinde beline elektronik budama makasını takarak üreticiye çevreci mesajı verip, boğazın eşsiz büyülü güzelliği karşısında yapılan oylamada ise el kaldırıp pervaneci olmamak lazım. Göğüsgeren’in değişiyle “Kaliteli olsun, has olsun, hepsi senin olsun”
Benim de diyeceğim bu…
- Etiketler