Trafik kazası; 2 yaralı

Trafik kazası; 2 yaralı

40 avcı adayı sınavda ter döktü

40 avcı adayı sınavda ter döktü

Motosiklet çalarken suçüstü yakalandı

Motosiklet çalarken suçüstü yakalandı

Belediye personeline “Öfke Kontrolü” semineri

Belediye personeline “Öfke Kontrolü” semineri

Başarılı Başhekim Özgül’e Veda Yemeği

Başarılı Başhekim Özgül’e Veda Yemeği

Yüreğin yetiyorsa…
Yüreğin yetiyorsa…

Sabahattin Sallama’nın köşe yazısı..

Yaşlılıktan mı desem, haylazlıktan mı bilmiyorum. Ne zaman bir şeyler yazmaya kalktıysam hep yarım bıraktım. Bu kez yarıda bırakmama konusunda kararlıyım.

Konuya gelecek olursak. Geçtiğimiz hafta içinde, gittiğim bir kahvehanede, masanın üzerinde duran yerel bir gazeteyi şöyle bir gözden geçirdim. Gazetenin bir sayfasında, emekli eski Milli Eğitim Müdürü, Mehmet Selahattin Gökhan’ın fotoğrafını görünce yazıya şöyle bir göz attım. Ne de olsa eski eğitimci ve Milli Eğitim Müdürü olması nedeniyle ondan öğrenebileceğim bir şeyler var mı diye yazıyı okudum. Yazının tamamında oyalanmadan konuyu son bölüme getirmek istiyorum. Köşe yazısı bir hayli geniş ve zengin.

Bu nedenle yazının son bölümdeki “Kasabamızın hali…” cümlesi dikkatimi çekti. Köşe yazısının tamamında; Diyarbakır annelerinden, yanan ormanlarımıza, oradan Kazdağları’na, oradan da  Bayramiç’in Taşköprü Tabaklar Deresi boylarına kadar gelip, burada çadır kurmak, bir hayli meziyet ister herhalde.

Konuyu; Bayramiç Belediyesi tarafından Tabaklar Deresi üzerindeki çirkin görünüm kaldırılarak gerçekleştirilen çevre düzenlemesi kapsamında dere boyunca dikilen süs bitkilerine getirdi.

İlçenin bir adının da “Yeşil Bayramiç ” olduğunu anımsatarak, Taşköprü Tabaklar Deresi boyuna yapılan yürüyüş yolu için ‘sanırım işlerinin yoğunluğundan olsa gerek’ bölgedeki çalışma için belediyeye  teşekkür edemeden çiçeklerin ve fidanların çoğunun susuzluktan kuruduğunu farketmiş yazar. Bu aksaklığı dile getiren müdür yazının devamında, “Birkaç gün önce itfaiye, aracı tazyikli suyuyla, sağ kalmayı başarabilen çiçekleri ve fidanları suluyordu. İnsanı diksen suyun karşısında duramaz, o kadar yani. Tazyikli su karşısında çiçekler niye uğradıklarını şaşırdı. Ezildikçe ezildiler, büzüldükçe büzüldüler” demiş. Bitkilerin içinden geçenleri okuyan yazar, vermiş ajitasyonu. Bir de sanırım belediyenin çevre düzenlemesini yakından takip eden yazar, daha önce fidan kurutulduğunu da ifade etmiş.

Benim bildiğim yeşil olan her bitki suyu çok sever. Örneğin pirinç suyun içinde büyür. Meyve ve sebzeler su olmadan bir hiçtir. Geçtiğimiz günlerde Aşağışevik Köyü bölgesinde çıkan orman yangınına belediyeye ait itfaiyeler, orman işletmesine ait arazözler, ilk müdahale araçları, helikopterler,beton mikseri, su tankerleri, köylülerin ilaçlama makineleri ile öyle tazyikli su verdi ki ağaçlar daha fazla sıkın diye yalvarmışlardır sanırım. O yemyeşil ağaçlar yanmaktan bu sayede kurtuldular.  Belli ki bizim yazar, müdür olduğu için hiç orman yangını söndürmeye gitmemiş. Tabi hizmetli vatandaş varken müdürün gitmesi abesle iştigal olurdu zaten. Yazar konuyu Taşköprü önündeki bitkilerden alıp Millet İttifakı bahçesine öyle bir indirdi ki sormayın! Bir kaç fidana sahip çıkılmadığının yanı sıra ülkemizi yakıp kavuran orman yangınlarını da bu ittifak söndürememiş.

Yazar mı desem, müdür mü desem ne diyeceğimi bilemedim. Kurudu öldü bitti yok oldu dediğin Taşköprü boyuna gittim. Tüm dikilenler yemyeşil haberin olsun.

Ben de bu bitkiler sahiden kurudu mu diye gidip yakından görmek istedim. Bölgeye varınca aklıma ne geldi biliyor musun? Bana müdürlükten emekli edildiğinin hemen ardından karşılaştığımız, eski haliyle Tabaklar Deresi  üzerindeki atermitlerin altında, önceki belediye başkanı döneminde ‘Resmi bayramlarda yanlış oluşturulan protokol sıralamasını kastederek’;  “Korkudan yazamadın öyle değil mi?” diye sitem etmiştin.Bu sözlerine karşı ben de sana, “Ben amir, müdür olmadığım için protokol sıralamasını takip etmek hiç aklıma gelmedi. Belediye başkanı nerde durur, kaymakam nerde durur, beni çok ilgilendirmiyor. Bu nedenle dikkat etmemişimdir. Keşke o zaman uyarsaydın da ben de haber yapsaydım” demiştim.

Hadi sayın emekli müdür ve yazar. Yüreğin yetiyorsa, korkmadan sen şu işi köşende bir yazıversene.  Yeşil Bayramiç de bir öğreniversin. Ben de nasıl göremediğimi anlayıp utanayım…Herkeste göremediği o sıralamadaki yerini bilsin…Kalın sağlıcakla…

  • Etiketler
  • Yorumla
Üzgünüm, şu anda etkin anket yok.
Fotoğraf Albümleri
Video Galerileri
Üye Girişi
  • Kullanıcı Adınız
  • Şifreniz