İnsanlar neden siyaset yapar? Neden bir partiye üye olur? Neden o partide hayalleri gerçeğe dönüşmeyince başka partiye geçer? Dünyada, siyaset ülkelerin yönetim biçimine göre şekillenir. Siyasetçilerde o doğrultuda, siyaset olgusunu uygulamaya çalışır.

Krallıklar, padişahlıklar, diktatörlükler zamanında siyaset yapılamazdı. Çünkü ülkelerindeki halkı yöneten bu insanlar, kendi istediklerini yaparlar, istemedikleri yapılamazdı. Gerçek siyasetin amacı, hem iktidarda kalmak hem de halka hizmet sunmaktır.

İdeolojilerin insan doğası, tarihsel süreç, sosyo-politik yapı üzerine söylediklerinde mantıksal tutarlık hâkimdir.

80 darbesi ile çöküşe geçen ideoloji siyaseti, günümüzde artık menfaat siyasetine dönüşmüş durumda. 80 darbesi öncesi sağ ya da sol siyasetlerde örgütlenme, ideoloji üzerine kurulurdu. Yetmişli yıllarda siyasal örgütlenme lise sıralarında başlar, üniversite sıralarında doruk noktaya ulaşırdı. İdeolojik inanç doğrultusunda birçok genç yaşamını yitirdi ya da cezaevlerinde bedel ödedi.

Bugün ise siyaset; kendine çıkar sağlama, çocuklarına ve yakınlarına bir kurumda iş bulma sanatına dönüştü. Şimdiki zaman siyaseti ideolojiden çıkmış, çıkar siyasetine dönüşmenin doruk noktasına ulaşmış durumda. Bugünün siyaseti toplum içinde ahkam kesmek oldu, siyaset yapanların birçoğu ise dün beyaz dediğine bu gün siyah diyen liboşlarla dolup taşmış durumda. Gelin görün ki şimdiki zaman siyaseti rol kapan dönek insanlar, masallarda yer alan zümrütten yapılmış Kafdağında kendini gören, herkesi hizaya getirme hayali doğrultusunda ahkam kesen döneklerle dolup taşmakta. Hani bir söz vardır; “Leyleğin ömrü lak lakla geçer”, işte bugünün menfaat ve çıkar siyasetçilerin ömrü de lak- lakla geçiyor.

Yirmi yılı aşkın süredir yürüttüğüm gazetecilik yaşamım sürecinde birçok olaya tanıklık ettim. Ne doktrin yazanları, siyaset bilimcilerini, bana gazeteciliği öğretmeye kalkanları gördüm geçirdim.Yani herkesin derdi pof poflanmak ama gel gör ki o da bizde yok.

Hele şu son zamanlarda ortalık sosyal medyada ahkam kesenlerle, ‘Çarıklı Ali Dayı-Veli tenekepotin’ gibi yurt dışından açılan sahte hesapla ona buna sataşan ve çok matah iş yapmışçasına insanları küçümseyen tiplemelerle dolup taşıyor. Kendini beğenmişlerin kullandığı, önüne 5-10 koyun versen bakamaz, sözlerini sarf edenler… Ciğeri 5 para etmez gibi sözler söyleyenlerin geçmiş yaşamlarına baktığınızda, kendilerini tarif ettiklerini görürsünüz. Gazetecilik, yazarlık öyle sosyal medya üzerinden sağa sola bükülebilen, muğlak sözlerle insanlara atıfta bulunma sanatı değildir. Gazeteci, yazdığı her satırın altına imzasını atandır. Ben onu demek istemedim, bunu demek istedim gibi kıvırtma sanatı değildir. Leylek yediğini neresinden nasıl ölçtüğünü, kurdun çakalın yediği ayazı unutup unutmayacağı kendi bileceği iş. Sakın kimse bana uzaktan gazetecilik dersi vermeye çalışmasın. Rüzgar eken, fırtına biçer.  Ben o dersleri 20 yıl önce aldım bilginiz olsun.