Çok komik değil mi?… Bazılarının umudunu hurdacıya, bohçacıya bağlamış olması ne kadar hoş değil mi. “Bayramiç Esnaf Odası ve belediyenin ortak kararı ile ilçeye dışarıdan seyyar satıcı,dilenci ve hurdacı girmesi yasaklanmış” Şimdi civar ilçelerden, köylerden kavununu, karpuzunu, domatesini , biberini üreten üretici kamyonetinin arkasında koyup kahve önlerinde, sokak arasında, cami önünde satamayacakmış. Satamasın. Ne yapalım sokağa mı dökülelim? “Seyyar satıcımızı, hurdacımızı, bohçacımızı istiyoruz” diye eylem mi yapalım. Yahu sizin okumanız yazmanız yok mu? Ya da okuduğunu anlayamama gibi bir rahatsızlığınız mı var? Bir süredir hurdacı, bohçacı savunuculuğunu dillere dolamaya çalışanların karın ağrılarının sebebi hurdacı, bohçacı, cami önünde Kırkağaç kavunu satmak isteyen kavuncu değil.  Tarlasındaki kavununu hırsızlara karşı bekleyen tarla sahibi.

Herkes çok iyi bilir ki ilçedeki evlerde gerçekleşen hırsızlıkların veya dolandırıcılıkların büyük çoğunluğu hurdacı, bohçacı, elektrikli battaniye veya tencere tava satma bahanesiyle mahalleye giren satıcı görünümlü hırsız kişiler tarafından yapılmıştır. Bu şekilde vatandaşın evi soyulmuş ya da dolandırılmıştır. Her yıl panayır süresince belediye anonsu ile hırsızlık uyarısını duymayan var mı?.

Çok iyi hatırlarım ki, onlarca kişi evlerine gelen bu tür pazarlamacılardan aldıkları yorgan, battaniye gibi ürünleri taksitle alıp daha sonra satıcıların taksitleri almaya gelmeyip vatandaşı gecikme nedeniyle  icraya verdiğini hepimiz biliyoruz.  Vatandaşlar adliye koridorlarına koşup icradan kurtulmak için yargıda çare aradı.

Benim evim bir çarşamba günü, eşim ile birlikte işyerimizde olduğumuz saatlerde bahçe çamı açılarak soyuldu. İçeriye girildi ve hatırı sayılır miktarda ziynet eşyamız ile nakit paramız çalındı.

Köylerde ve mahallelerde dolaşarak “eski zeytin alınır” diye bağıran hurdacıları gördüm. Sonra öğrendim ki bu kişiler eski, bozuk, küflenmiş zeytinleri alarak çeşitli kimyasallar karıştırıp satıyormuş.

Bayramiç pazarında kendi ürettiği ürünleri herkes rahatlıkla satıyor. Yaz mevsiminde her gün ana cadde üzerinde kavun, karpuz, sebze, meyve satmak istemişte kim satamazsın demiş. Geç bunları, eğer ticaret yapacaksa işyeri açacak ve vergi mükellefi olacak. Siz insanların kaçak ticaret yapmalarını istiyorsunuz? Vergi mükellefi olanlara enayi muamelesi mi yapıyorsunuz? Neymiş, güreşte deve sucuğu da sattırılmasınmış. Yahu merdiven altı, nerede nasıl yapıldığı bilinmeyen ürünleri kim, nasıl ve hangi hakla sattıracak? Bayramiç’te işyeri olan kasaplar yeterince sucuk imalatı yapıyor. Kıraathane kıraathane gezecek, pişmaniyeden tut bisküviye kadar ne bulursa satacak. Siz hala bu ilçenin Hacı ağanın çiftliği olduğunu mu sanıyorsunuz? O ağalık günleri bitti…Cami önünde dilencilik dönemi bitti.

Amaç sadece belediyeyi veya esnaf odasını eleştirmekse, ben bu şaklabanların karın ağrılarını biliyorum. Çin malı olan, bir gün çalışmayan saat, powerbank, flaş bellek, magnet ve benzeri hediyelik ürünleri oda ya da belediyelere yaparak gelir elde edenlerin işi bozuldu. Üç kuruşluk malzemenin yüz bin liranın üzerinde paraya yaptırıldığı günler geçti. Hazımsızlık ondan kaynaklanıyor. İçimiz dışımız Çin malı oldu. Son olaraktan Covid-19 virüsünü ithal ettik. Yeter artık çok fazla Çin malı hayatımızda yer almasın. Sizde hayallerinizi ileriye dönük yapın…